​​​​​​​Anadolu’nun Pompeisi’ni Kazan Profesörünün Mutluluğu: “Ölmeden Finali Gördüm”

Turizmin başkenti Antalya’nın en çok turist alan ilçesi Demre’deki Myra-Andriake bölgesindeki kazılar, 2009 yılından bu yana Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında yürütülüyor.

​​​​​​​

Demre’nin tabanında 10 metre derinlikte tarihi kalıntıların gün yüzüne çıkmak için beklediğini belirten Prof. Dr. Çevik, Myra Antik Kenti’ni, üzerindeki 10 metre kalınlığa ulaşmış alüvyonlar nedeniyle “Anadolu’nun Pompeisi” olarak tanımladığını anlattı. Kazılarda çok sayıda eserin ortaya çıkarıldığını belirten Prof. Dr. Çevik, 11 bin kişilik tiyatro ve antik yapıların gün yüzüne çıktığını söyledi. Likya’nın tam orta yerinde Demre’de bulunan Myra’nın her dönem önemli bir kent olduğunu da belirten Prof. Dr. Çevik, “Hem Myra hem de Andriake’de kazılar sürüyor. Ancak büyük emeği Andriake’de verdik. Liman merkezi dediğimiz yeri çok önemsedik. Çünkü burasının müze olacağını baştan tasarlamıştık. Orası artık Likya Uygarlıkları Müzesi’ne dönüştü. O bölgedeki kamu binalarının neredeyse tamamını kazdık ve korumaya aldık” dedi.

​​​​​​​

Kazıların büyük oranda ilerlediğini ve tamamlanmak üzere olduğunu anlatan Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Kültür ve Turizm Bakanlığı önümüzdeki 4 yıl için çok büyük desteklerle bağlantılı büyük bir Kültürel Miras projesi yaptı. Yeni yerlerin açılması ve korunması için proje dönemi başladı. 2026 yılına kadar Andriake’de merkez bölümde kazmadığımız yerleri de bu kapsamda kazarak ve konsolide ederek tamamlayacağız. Merkez limanda kazılmamış ve onarılmamış hiçbir yer bırakmayacağız. Tam bir liman kenti haline getireceğiz” diye konuştu.​​​​​​​​​​​​​​

‘ANTİK LİMAN NASILDIR, BUNUN CEVABINI GÖRECEKLER’

Myra’nın asıl ana kent olduğunu, Andriake antik limanının d​​​​​​​a kentten 4,5 kilometre açıkta başlı başına bir liman mahallesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Eğer bu yeni projelerimiz gerçekleşirse 2026 yılı bittiğinde merkez Andriake’nin tamamını görebileceğiz. Bir limanı olduğu gibi liman olarak görmek çok zor. Efes ve Side gibi liman kentlerinde kent zaten limanla iç içe olduğu için liman kentin içinde kaynaşmıştır ve sadece limanı algılamak zordur. Ancak Andriake öyle değil. Kentten uzakta ve başlı başına bir liman yerleşimidir. Bir antik limanı tam algılayabildiğimiz, müthiş bir örnektir” ifadelerini kullandı.

​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​

‘KEYFİMDEN DUYGULANIYORUM’

Andriake’de 3-4 yıl içinde hem müze hem de kent olarak çok güzel adımlar atıldığını söyleyen Prof. Dr. Çevik, duygularını da paylaştı. 2009’dan beri ekibiyle emek vererek kazı başkanlığı yaptığı Myra ve Andriake kazılarından Andriake’nin sonuna yaklaşmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Prof. Dr. Çevik, şöyle konuştu:

​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​

“Şanslıyım. Çünkü kazı başkanları, ekipleri genellikle işlerinin sonunu görmeden ölür. Koca kentleri kazmak için bir ömür yetmez. Onlarca, yüzlerce kazı başkanı gelip gidiyor. Efes’i düşünün, neredeyse 153 yıldır devam ediyor. Myra bile 15 yıl oldu. Ben ölmeden Andriake’nin büyük oranda kamu merkezinin kazısının bittiğini, onarıldığını ve korumaya alındığını gördüm. Müzeye de dönüştürerek halkla buluşturmaktan da büyük keyif duydum. Ölmeden finali görmüşüm. Duygulandı​​​​​​​rıc​​​​​​​ı bir durum. Hem kendim, hem de ülkemiz ve arkeoloji adına keyfimden duygulanıyorum.”

​​​​​​​​​​​​​​

Prof. Dr. Çevik, asıl hayalinin ise Demre’nin alüvyonlar altında gömülü Myra antik kentini görmek olduğunu söyledi. Jeofizikle yapılan incelemede ilçenin tamamının altında bir antik kent olduğunu gördüklerini ve tamamının kazılması için özel mülkiyet alanlarının hiç olmazsa kısmen kamulaştırılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çevik, bunun da zor bir süreç olduğunu belirtti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir